Üniversitelerde Hazırlık Sınıfı Belirsizliği
Yükseköğretim Kurulu'nun 28 Haziranda aşağıdaki yönetmelikte yaptığı değişikliğe göre artık Türkçe eğitim yapan üniversite ve yüksekokullarda öğrenciler hazırlık sınıfına zorlanamayacaklardır, diyor Radikal'in haberi. Hazırlık sınıfı okutmak isteyen üniversiteler öğrenimin %30'una tekabül eden kısmını İngilizce(ya da başka bir yabancı dil) yapmak zorundalarmış.
Aşağıda kimi alıntılar yaptığım yönetmeliğe göreyse durum böyle bir "kısasa kısas"ı barındırmıyor. Buyrun:
"YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARINDA YABANCI DİL ÖĞRETİMİ VE YABANCI DİLLE ÖĞRETİM YAPILMASINDA UYULACAK ESASLARA İLİŞKİN YÖNETMELİK
(04/12/2008 Tarih, 27074 Sayılı Resmi Gazete)
Yabancı dille öğretim ve yabancı dil hazırlık sınıfı
MADDE 7 – (Değişik:RG-28/06/2009-27272)
[...]
5) Birinci ve ikinci fıkralar kapsamına giren programlara yer veren fakülte, enstitü, yüksekokul veya meslek yüksekokullarının bağlı bulunduğu üniversitelerde yabancı dil hazırlık sınıfı açılır. Hazırlık sınıfı, rektörler arasında imzalanan ve Yükseköğretim Genel Kurulunun onayı ile kabul edilen protokole istinaden, bir başka üniversitede de açılabilir. 5 inci madde hükümlerine göre yabancı dil seviye tespit sınavından muaf olanlar hariç olmak üzere, bu fakülte, enstitü veya yüksekokullara kayıt yaptırmış olan öğrenciler, yabancı dil hazırlık sınıfına devam etmekle yükümlüdürler. Yabancı dille okutulan derse yer verilmeyen programlarda öğrenim görmeye hak kazanan öğrenciler, yabancı dil hazırlık sınıfına devam etmeye mecbur tutulamazlar. [...]"
(Tamamı için tıklayın)
Tamamen Türkçe eğitim veren üniversitelere kayıt yaptıran öğrencilerin hazırlık sınıflarına zorunlu kayıtlarının olamayacağını söyleyen bu fıkra öğrenciye hazırlık okuma ya da okumama konusunda tamamen bir özgürlük tanıyor mu? 5. maddeye göre; hayır! Okuyun:
"Yabancı dil seviye tespit sınavları
MADDE 5 –(Değişik:RG-28/06/2009-27272) (1) Yükseköğretim programına ilk defa kayıt yaptıran öğrenciler, kayıt yaptırdığı öğretim yılının başında, rektörlükçe düzenlenen bir yabancı dil seviye tespit sınavına tabi tutulurlar"
Peki bu sınavda alınacak hangi notlar hazırlık sınıfını atlamaya yeter nitelikte olacak?
Belirsiz...
Büyük ihtimalle yönetmelik bunun kararını üniversite senatolarına bırakıyor.(Nasıl bir ifadeyse! Yani demeye çalıştığım; başka bir yönetmelik ya da denginde bu mevzuat olsa olsa senato kararına saygı duyulacağı şekilde düzenlenmiş olmalı, diye okuyunuz.) Yani Radikal'in haberini yalanlayacak şekilde üniversite senatosu pekala yüksek bir düzeyden baraj belirlemek suretiyle Türkçe eğitim yapan kurumunda hazırlık sınıfını -pratikte- zorunlu hale getirebilir! Ankara Üniversitesi senatosu örnek olarak bu hazırlık atlama sınavı barajını TOEFL 90- 95 düzeyine çekerse, Robert Koleji ya da dengi liselerden mezun olanlar hariç hangi babayiğit bu sınavdan geçebilir?
Bu yüzden eğitim dilinizin en az %30'unu yabancı bir dille yapmadan da hazırlık sınıfını pratikte zorunlu hale getirebilirsiniz! Ha eğer siz bu yönetmeliği bahane edip eğitim dilinizi anadilinizden başka bir dile çevirmeye meraklı değilseniz! Zaten buna meraklıysanız YÖK'e atmayın suçu, çıkın delikanlı gibi söyleyin: "Biz Türkçe eğitimden bıktık!"
Türkçe eğitim tartışması fasa fisodur. Ülkenin en iyi üniversitesinin dilini isterseniz Öztürkçe yapın, ya da en boktan okulunun dili ne bileyim ben, Uzay dili falan olsun, sonuç değişmez! Kalite dilden doğmaz, dil bu konuda kaliteyi kullanmanın sadece bir yoludur. Bana sorarsanız büyükşehirlerdeki bütün okullarda İngilizce, Türkçe ve gerekirse Almanca, Fransızca dersler açılmalıdır. Erasmus projesiyle her geçen yıl artan öğrenci trafiği zaten bu tür uygulamaları elzem kılıyor. YÖK'ün kendisi kadar saçma olan kuralları, yönetmelikleri bu şekilde tekrar düzenlenmelidir. Bırakın isteyen istediği dilde ders alsın. Okulun son sınıfına da istenen dilden girilebilecek bir TOEFL ya da benzeri bir sınav oturtun, öğrenci neyle karşılaşacağını bilerek yapsın tercihlerini. Onu zorlamayın, ama sonucunu da gösterin. Herkes hem Türkçe eğitim alsın, hem yabancı dil öğrensin. Kimse zıtlaşmasın, Türkçe eğitim diye haykıranlar bu işten rant sağlamasın, İngilizce eğitim göreceğim diye dilini unutan asalaklar yetişmesin. Gelin canlar bir olalım. Olay budur.
Aşağıda kimi alıntılar yaptığım yönetmeliğe göreyse durum böyle bir "kısasa kısas"ı barındırmıyor. Buyrun:
"YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARINDA YABANCI DİL ÖĞRETİMİ VE YABANCI DİLLE ÖĞRETİM YAPILMASINDA UYULACAK ESASLARA İLİŞKİN YÖNETMELİK
(04/12/2008 Tarih, 27074 Sayılı Resmi Gazete)
Yabancı dille öğretim ve yabancı dil hazırlık sınıfı
MADDE 7 – (Değişik:RG-28/06/2009-27272)
[...]
5) Birinci ve ikinci fıkralar kapsamına giren programlara yer veren fakülte, enstitü, yüksekokul veya meslek yüksekokullarının bağlı bulunduğu üniversitelerde yabancı dil hazırlık sınıfı açılır. Hazırlık sınıfı, rektörler arasında imzalanan ve Yükseköğretim Genel Kurulunun onayı ile kabul edilen protokole istinaden, bir başka üniversitede de açılabilir. 5 inci madde hükümlerine göre yabancı dil seviye tespit sınavından muaf olanlar hariç olmak üzere, bu fakülte, enstitü veya yüksekokullara kayıt yaptırmış olan öğrenciler, yabancı dil hazırlık sınıfına devam etmekle yükümlüdürler. Yabancı dille okutulan derse yer verilmeyen programlarda öğrenim görmeye hak kazanan öğrenciler, yabancı dil hazırlık sınıfına devam etmeye mecbur tutulamazlar. [...]"
(Tamamı için tıklayın)
Tamamen Türkçe eğitim veren üniversitelere kayıt yaptıran öğrencilerin hazırlık sınıflarına zorunlu kayıtlarının olamayacağını söyleyen bu fıkra öğrenciye hazırlık okuma ya da okumama konusunda tamamen bir özgürlük tanıyor mu? 5. maddeye göre; hayır! Okuyun:
"Yabancı dil seviye tespit sınavları
MADDE 5 –(Değişik:RG-28/06/2009-27272) (1) Yükseköğretim programına ilk defa kayıt yaptıran öğrenciler, kayıt yaptırdığı öğretim yılının başında, rektörlükçe düzenlenen bir yabancı dil seviye tespit sınavına tabi tutulurlar"
Peki bu sınavda alınacak hangi notlar hazırlık sınıfını atlamaya yeter nitelikte olacak?
Belirsiz...
Büyük ihtimalle yönetmelik bunun kararını üniversite senatolarına bırakıyor.(Nasıl bir ifadeyse! Yani demeye çalıştığım; başka bir yönetmelik ya da denginde bu mevzuat olsa olsa senato kararına saygı duyulacağı şekilde düzenlenmiş olmalı, diye okuyunuz.) Yani Radikal'in haberini yalanlayacak şekilde üniversite senatosu pekala yüksek bir düzeyden baraj belirlemek suretiyle Türkçe eğitim yapan kurumunda hazırlık sınıfını -pratikte- zorunlu hale getirebilir! Ankara Üniversitesi senatosu örnek olarak bu hazırlık atlama sınavı barajını TOEFL 90- 95 düzeyine çekerse, Robert Koleji ya da dengi liselerden mezun olanlar hariç hangi babayiğit bu sınavdan geçebilir?
Bu yüzden eğitim dilinizin en az %30'unu yabancı bir dille yapmadan da hazırlık sınıfını pratikte zorunlu hale getirebilirsiniz! Ha eğer siz bu yönetmeliği bahane edip eğitim dilinizi anadilinizden başka bir dile çevirmeye meraklı değilseniz! Zaten buna meraklıysanız YÖK'e atmayın suçu, çıkın delikanlı gibi söyleyin: "Biz Türkçe eğitimden bıktık!"
Türkçe eğitim tartışması fasa fisodur. Ülkenin en iyi üniversitesinin dilini isterseniz Öztürkçe yapın, ya da en boktan okulunun dili ne bileyim ben, Uzay dili falan olsun, sonuç değişmez! Kalite dilden doğmaz, dil bu konuda kaliteyi kullanmanın sadece bir yoludur. Bana sorarsanız büyükşehirlerdeki bütün okullarda İngilizce, Türkçe ve gerekirse Almanca, Fransızca dersler açılmalıdır. Erasmus projesiyle her geçen yıl artan öğrenci trafiği zaten bu tür uygulamaları elzem kılıyor. YÖK'ün kendisi kadar saçma olan kuralları, yönetmelikleri bu şekilde tekrar düzenlenmelidir. Bırakın isteyen istediği dilde ders alsın. Okulun son sınıfına da istenen dilden girilebilecek bir TOEFL ya da benzeri bir sınav oturtun, öğrenci neyle karşılaşacağını bilerek yapsın tercihlerini. Onu zorlamayın, ama sonucunu da gösterin. Herkes hem Türkçe eğitim alsın, hem yabancı dil öğrensin. Kimse zıtlaşmasın, Türkçe eğitim diye haykıranlar bu işten rant sağlamasın, İngilizce eğitim göreceğim diye dilini unutan asalaklar yetişmesin. Gelin canlar bir olalım. Olay budur.
Yorumlar
Yorum Gönder