1946’nın Sopalı Seçimleri vs. Örtülü Ödenekli 2015 Seçimleri 2
Baştaki argümanımıza, yani düşüşün tam da zirvedeyken
başlaması meselesine dönersek, şaşırtıcı bir başka örnekle 1970 bütçesinin
oylanmasında karşılaşırız. Demokrat Parti mirasına öyle ya da böyle ortak olmuş
Adalet Partisi, Süleyman Demirel liderliğinde girdiği 1969 seçimlerinde parlak
bir zafer kazanıyor ve milletvekili sayısını 260’ın üzerine çıkartıyordu. Ve
bunu, tam da 1968’in sarsıcı toplumsal olaylarının olduğu bir dönemde
gerçekleştiriyordu. Ne var ki 1970 yılı bütçesi için yapılan oylamada meclis
çoğunluğuna rağmen 40’tan fazla AP’li vekilin olumsuz oyuyla çıkan red kararı,
Süleyman Demirel hükümetinin sonunu getiriyor, zirveye çıkmış bir liderin
düşüşü başlıyordu. Bunun doğal sonucu olarak da Süleyman Demirel, önceleri
sanayicilerin yönlendirmesiyle toplum aleyhinde bir takım kararlar alırken,
artan toplumsal huzursuzluklar neticesinde popülist bir takım uygulamaları
devreye sokuyordu. Gel gelelim bütün bu çabalar askerin siyasete müdahalesini
engelleyemeyecek ve Türkiye 10 yıl aradan sonra askeri yönetimle karşı karşıya
kalacaktı.
Yeniden bugüne dönüyoruz. 7 Haziran seçimlerinde
başladığı sanılan çözülme, 1 Kasım restiyle muhalefet için kabusa dönerken,
iktidar partisi bugüne kadar aldığı en yüksek oyu toparlamayı başardı. Yani
gücünün zirvesine çıktı. Tekerrür etmesiyle bilinen Türk siyaset tarihi, acaba
yeniden daha önce gördüğümüz bir filmi mi izlettirecek? AK Parti devrinin
çözülüşü, iktidarının zirvesindeyken mi başlayacak? Darmadağın olduğu düşünülen
muhalefet, 1973’te Ecevit’in zaferine benzer bir imkansızlıktan mı doğacak? Yoksa
bütün bu olasılıklar basit bir analojiden mi ibaret?
Bütün bunları zaman içinde
göreceğiz.
Fakat emin olduğumuz ve tarihten çıkardığımız ders şu: Siyaset söz
konusu olduğunda halkımız kumar oynamayı sevmiyor. Fakat arada sırada kazı kazan
oynamasına, piyango bileti almasına da şaşmamak gerek. Türk siyasetinin yeni
pratiği bu realite üzerine oyuncularını tahkim ediyor. Muhalefet partileri
iktidara gerçekçi politikalar yoluyla talip olduklarına toplumu ikna
etmedikleri sürece, seçmenlerin iktidar partisini dizginleme aracı olarak
faaliyet gösterecek ve bu misyon üzerine bazen yükselen, fakat çoğunlukla
ezilen-küçülen şamar oğlanı olarak tarihteki yerlerini alacaklardır.
Yorumlar
Yorum Gönder