Kayıtlar

Mayıs, 2010 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Frankfurt’tan Cebeci’ye: Hakan Günday

Frankfurt Hauptbahnhof… Bir yabancı. 100. yaşının doğum gününe hazırlanan birkaç sert kabuklu Alman’ın arasında, karşısındaki insanları anlama gayreti içine düşmüş genç bir yabancı. Çok uzun boylu sayılmaz. Tıknaz. Saçları siyah ve nispeten uzun. Kitaplar yazmış. Henüz hiçbiri Almanca’ya çevrilmemiş. Sert kabuklular arasında da Türkçe bilen birine benzeyen kimse yok. Mekandaki buluşmaya anlam katabilecek hemen hemen hiçbir şey yok. En azından daha oluşmamış. (Hiçbir kitabını okumadıkları, dahası okuma imkanlarının olmadığı, Türkiye’den çıkıp gelmiş bir yazarı merak eden bir kitleden bahsediyorum size. Olur şey değil.) Konuşuyorlar. Daha doğrusu genç adam anlatıyor ve yanındaki çevirmen konuşmasını Almanca’ya çeviriyor. Dinazorlar dinliyorlar. Dinledikleri şey yazları tatil için gittikleri Antalya’da nasıl kazık yedikleri. Budala bir turist sürüsünün toplumun belki de en üçkağıtçı tabakası arasında nasıl yolunduklarını gözlemlemiş bir adam, oturmuş, gözlerinin içine baka