Kayıtlar

2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

"Hayat mahveder bizi ama yenemez"

"Yoksa ben sigaraya kendi yeteneksizliğimin ayıbını yükleyebilmek için mi öylesine tutkundum? Acaba sigara alışkanlığımdan vazgeçsem o umduğum güçlü, üstün adam olur muydum? Belki beni tiryakiliğime zincirleyen de o kuşku olmuştur, çünkü insanın kendisini gizli kalmış bir büyük adam sanması rahat bir yaşam biçimidir." Italo Svevo, Zeno'nun Bilinci, Sayfa 22 Uzun zamandır bu kadar gerçekçi satırlar okumamıştım. Soğuk hücremde, dünyamın ibaret olduğu penceremden dışarı bakarken, ne kadar da büyük hissederdim benliğimi halbuki! Büyük binalar görürdü gözlerim, büyük binalar ve büyük insanlar. Sonra, gri mi gri bir gökyüzü. Onun altında da hiç durmadan çalışan otobüsler; umut, heyecan ve kocaman düşler taşıyan otobüsler.. Hissettiklerim çok da temelsiz sayılmazdı hatta; doğudan batıya ve güneyden kuzeye giden bütün yolların, penceremden baktığım yerde kesiştiğine tanıklık etmek ne demek bilir misiniz siz? Bunun nasıl bir tarihsel sorumluluğu vardır, varlığıma nasıl bir anlam

Keşke zaman bu kadar gaddar olmasaydı

Ve yaşam yalnız rüzgar, yalnız gökyüzü, yalnız yapraklar ve yalnız hiç değil mi? Cesare Pavese Sonsuzluk vardır; onun varoluşu taştadır. Yaşamın her nesnesi ve her anına anlam katmaya çalışanlar, bir taşta sonsuzluğu da bulurlar, hiçliği de. O taş orada öylece varolmuştur ve onu yokolmaktan alıkoyan yegane şey, sonsuzluğun kayıtsızlığıdır. Kayıtsızlıktır; yokolmak için bir neden gerekir. Manadır; varlığın özünü bununla açıklarız. Hayattır; taşı elinize aldığınızda sertliğini, fırlatıp attığınızda buna karşı koyamayışını, dağılıp gittiğinde o sertliğe tezat, güçsüzlüğünü gösterir. Acıdır, yüzyılların acısı içine işlemiştir, keyiftir ne düğünler, ne sevişmeler görmüştür. O taş ki, üstüne bir şair oturunca, dünya ona arz olunur, kelimelerin döküldüğü dudaklar kesif bir gerçekle dağlanır. O taş, anılardır. Anıların ağırlığı, dünyanın ağırlığıdır. O taşı yüklenmen mümkün değildir. Bu yüzdendir ki taşın biricik işlevi, üstüne oturulabilecek bir zemin yaratmaktır. Pavese'nin yaşamı ibare

Hedonism

Arabalar paralel park edilmiş, ay mogan gölü'ne damlarken bir kadın ve bir erkek, o arabalara dayanmış öpüşürler. eller yanaklardan kayar pürüzsüzce, boynu tutar, hiç gitme demenin kadim anlatımıdır. bütün bir bozkır yavaş ilerleyen arabaların farlarıyla bir ışır bir sönerken radyo odtü, tam da sırasıymış gibi bize unuttuğumuz, uzun zamandır dinlemediğimiz lanetli bir şarkı çalar: hedonism. geceye, koca bir karanlığa haykırılan lirikler, anlamından soyunmuş ve yalnız o kadının harika sesiyle hayat bulurlar o an; aşk insanın tüm melekelerini dondurmuştur ve bir gün sonrasını hayal edemez haldedir. o anın dayanılmaz "yaşanma" hissi, yüreği parçalayan aşkın büyük şiddeti adamı yeisten, velveleden alıkoyar da hayat mogan'da sonsuzluğa ulaşır. bir gün geçer, o gün gelir, sevgili gitmiştir. sıkılmış ve gitmiştir. ayın yekpare bir kalbe yarılıp da düştüğü o gece unutulmuş, kadın gitmiştir. beyne notalar dolar, kusursuz bir nizamla bir araya gelir, sabaha kadar çalınırlar. uz

Butimar’ın Boz Kanatları

I İran edebiyatının ornitolojik efsanesi Butimar Kuşu, sözüm ona deniz suyu içerek hayatta kalan bir kuştur. Butimar bir gün deniz kıyısına çöker, kocaman boz kanatlarını açar, denizi seyre dalar. Denize öyle bir aşkla tutkundur ki, suyundan bir damla içerse onun kuruyacağını düşünür, namütenahi bir endişeyle su içmeden, denizin başında öylece durur. En sonunda susuzluk Butimar’ı öldürür, deniz ise dingin ve vakar dolu, sonsuza parlamaya devam eder. Bazen öyle zamanlar olur ki, sevdiğiniz kişi tam karşınızda ve mutlak bir sessizlikle donanmış bir halde gözlerinize bakarken, bir cafenin köşesinde içinize bir kasvet çöker. Bu kasvet sizi hareket edemez kılar, sevginiz de diliniz de o kasvetin sirayet ettiği kanserli dokulara dönüşür. O kadını ya da adamı çok seviyorsunuzdur, sadakatiniz ve ilginizde hiçbir sakatlık yoktur, ilişkiyi tehdit eden bir ayrılık, ayrı kalma, gelmeler, gitmeler söz konusu bile değildir ama (ve işte tam da) bu sebeplerden ötürü kendinize biteviye “Ya bir gün