Kayıtlar

Şubat, 2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Yeniden yıkıntı...

Resim

5 Şubat Sabahının En Güzel Şiiri

saat çini vurdu birden: p i r i n ç ç ç ben gittim bembeyaz uykusuzluktan kasketimi egip üstüne acilarimin sen yüzüne sürgün oldugum kadin karanlik her sokaktaydin gizli her kösedeydin  bir çocuk boyuna bir suyu söylerdi. mavi. birtakim genç anneleri uzatirdi bir keman sen tutar kendini incecik sevdirirdin bir umuttun bir misillemeydin yalnizliga yalniz aski vardir aski olanin ve kaybetmek daha güç bulamamaktan sen yüzüne sürgün oldugum kadin kardesim olan gözlerini unutmadim çocugum olan alnini sevgilim olan agzini dostum olan ellerini unutmadim karim olan karnini ve önlerini orospum olan yanlarini ve arkalarini iste bütün bunlarini bunlarini bunlarini nasil unuturum hiç unutmadim kibrit çak masmavi yanardi sesin ormanlara ormanlara yüzünün sesi  en gizli kelimeleri akitirdi agzima su karangu su acayip su asyali askin solugu kesen agulayan ormanlarinda yasadim o kisa ve korkunç hükümdarligi ve çarpintili yüregim saçlarinin akintisinda karadeniz'e karisi

Keşke yalnız bunun için sevseydim seni...

Resim

Lanet Kader

Diş mineme, şişenin dibindeki son birkaç damla votkayı bastırıyorum. Dişim öyle şiddetli ağrıyor ki, zaman zaman hangisinin ağrıdığını bile karıştırıyorum. Çekileceği günün yaklaştığını bildiğinden, hem feryadı artıyor derinden, hem suçu başka bir dişe atmaya çabalıyor inceden, biliyorum. Acımın tarifsiz yükü dolduruyor ağzımı, kıymetini hiç bilmediklerim, hiç özen göstermediklerim, kesici dişler neyse de, o arkadakiler, azılar, 20'likler, köpek dişlerim... Hesap soruyorlar biteviye. Düne kadar emrimde çalışan dişlerim isyana kalkışıyor sırayla, biri susturuluyor, diğeri başlıyor..Ben yaşlandıkça... Dostlar yaşlanıyor, sevgiler yıpranıyor. Bizi bir arada tutan her şey, insanoğlunun pisliklerine boyun eğiyor. Kokuşuyoruz durduğumuz yerde, öylece beklerken kaderimizi. En sevdiklerimizin kazığını yedikçe birer birer, inancımız kayboluyor. Dişler çürüyor, kokuyor, sallanıyor ve düşüyor günü gelince. Ağız denen şu kavgada, her yan kan oluyor. Bir kadının insanı yıkıntıya çevirmesi, bir

Aslına Rücu

Bugüne değin aşık olduğun kadınlar...Sana aşık olduklarını söyleyen kadınlar... Büyük aşklar ve uzun zamanlar... Hepsi istisnasız, senden sonra ilk aşklarına döndüler. Belki sevişmediler onlarla, yeniden büyük bir ilişkinin içine girmediler ama iletişim kurdular, konuştular büyük bir huzurla. Seni, senin aşkını geçmişin kirli dokusunu yok etmek için kullandıklarını anlamadılar, çünkü senin onları terk etmiş olman en büyük günah olarak, şimdi yapılabilecek bütün hataları meşrulaştıran yegane timsal oldu. Sen ve senin tüm pisliklerin, gayri ahlakiliğin çıtasını yükselttikçe yükseltti, artık önceden mide bulandıran her şey yerini "karşılıklı anlayış"a bıraktı. Sen vicdanlarda mahkum edildin, iğrenç küfürler ve hakaretlere yazgılandın ve içine düştüğün yalnızlığınla özdeşleşerek "pure evil"ın resmi oldun. Onlarsa yaptıklarının artık vaka-yı adiyeden sayılması gerektiğine inandılar, yorgun suratlarındaki nefretinin sızdığı damarlarda en ufak bir titreme bile hissetmedile