Lanet Kader

Diş mineme, şişenin dibindeki son birkaç damla votkayı bastırıyorum. Dişim öyle şiddetli ağrıyor ki, zaman zaman hangisinin ağrıdığını bile karıştırıyorum. Çekileceği günün yaklaştığını bildiğinden, hem feryadı artıyor derinden, hem suçu başka bir dişe atmaya çabalıyor inceden, biliyorum. Acımın tarifsiz yükü dolduruyor ağzımı, kıymetini hiç bilmediklerim, hiç özen göstermediklerim, kesici dişler neyse de, o arkadakiler, azılar, 20'likler, köpek dişlerim... Hesap soruyorlar biteviye. Düne kadar emrimde çalışan dişlerim isyana kalkışıyor sırayla, biri susturuluyor, diğeri başlıyor..Ben yaşlandıkça...

Dostlar yaşlanıyor, sevgiler yıpranıyor. Bizi bir arada tutan her şey, insanoğlunun pisliklerine boyun eğiyor. Kokuşuyoruz durduğumuz yerde, öylece beklerken kaderimizi. En sevdiklerimizin kazığını yedikçe birer birer, inancımız kayboluyor. Dişler çürüyor, kokuyor, sallanıyor ve düşüyor günü gelince. Ağız denen şu kavgada, her yan kan oluyor.

Bir kadının insanı yıkıntıya çevirmesi, bir gün olmuşluğundan ya da mutlaka olacağından mıdır nedir, beklenir, çok da şaşırtmaz bizleri. Fakat bir dost daha gitti miydi, adamın koca bir azı dişi kopar kökünden. Sapasağlam sandığı, değil mor çürükler, küçücük sarı lekelerin bile olmadığı o diş geliverir ele. Yerine yenisinin gelmediği yaşlarda o dişin o kıpkırmızı gölün ortasında cansız yatışı, tertemiz gözyaşlarının yatağı olur. Mahlukun o en basit, en aşağılık duyguları, dostlara sahip olmanın erdemini yıkıverir, yok eder.

Bir dost bir dostu bir kadın için satarken, bir diş daha sallanır kökünden. Geriye hiçbir şeyin dolduramadığı bir boşluk ve sonsuz bir acı kalır. O acı, güzel günlerden kalma mutluluklar taşır.

Lanet kader. Lanet tarih. Dün de yazmış olduğun gibi; eski sevgililer eski aşklarına döner hep, eski dostlar puta dönüşür hatıranda, acıdan yapılma. Sen taşa dönersin zamanla, kayıtsızlığın sonsuz yolculuğun olur. Hiç ölmezsin, taşlar ölmez çünkü, ama bilirsin ki sen, zaten ölüsün; eteklerinde dökülmüş dişler ve dibinden sızan kanla ölmüşsün...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Burjuvazinin Gizemli Çekiciliği Üzerine

1946'nın Sopalı Seçimleri vs. Örtülü Ödenekli 2015 Seçimleri - 1

Butimar’ın Boz Kanatları