In Vino Veritas

Kötü bir İspanyol şarabı neler anlatır, bilir misin insana?

Onda ademin gizleri yatar.

Kaderi yazılıdır bakanın, dalgalarında.


Rüzgarın savurduğu perdelerin hayaletçilik oynadığı yalnız bir odada,

bilgelik demlenir...

Gecenin kızıllığında ruh gezintiye çıkar,

genç ve güzel kadınlar görür sokaklarda. 

Maddi uygarlığa satılmış bedenlerin içinde.


Homoseksüellerin gece yarısı özgürlüğünde, 

Yaşamak direncini bulur. 

Hava kömür kokar şehirde, odalarda şehvet parlar. 

Bir Pazar gecesi böyle varır hafızaya.


Cihannümadan baktı mıydı adam, 

turuncu bir gökyüzü bir de duman görür ufukta.

Ha, bir de küstah bir meydan okuyuşun timsali olan

gökdelenleri, bulutlarda.


O yüksek binalardan kahpe vücutlar düşecektir Pazartesi sabahında.

İş ahlakının çıkarcı orospuluklarında,

Medeniyet bir adım daha atacaktır boşluğa.

Bir kadın daha bugün yakıştıramadığını giyinecektir 

üstüne...

Ve görenlerin takdirini kazanacaktır istinasız, yalan bakışlarda.


Bir erkek kendini koyacaktır bahis masasına. 

Kendisini inandırmak için kendi tansığına.

Zaman kaybolacaktır çağların arasında,

İnsan bir gün daha yaklaşacaktır yok olmaya. 

Hiçliğin varlığında, kendi yazgısının kibirli tanrısı olmaya...

adanacaktır.

Kölesi olacaktır kalbinden türeyen gücün, irticalen.

Ve satacaktır önüne geleni yalan pazarında.




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Burjuvazinin Gizemli Çekiciliği Üzerine

1946'nın Sopalı Seçimleri vs. Örtülü Ödenekli 2015 Seçimleri - 1

Butimar’ın Boz Kanatları